bak!...bak yine oluyor
yine ölüyor içimde bir yerlerde
kapana sıkışmıştı çaresizce...
ve hayata tutunmaya çalışırdı bedensizce..
pas kokan ve seni istedikçe haz duyan elleri vardı küçücük
kapatmıştı tüm ellere ellerini
yasemin kokulu bir bahçede yaşamak istiyordu his dolu
ve çimenliklerin içinde yüzmek istiyordu yağmurlarla..
toprağın içine girip bir ağacın köklerine besin olmak istiyordu...
"huzur ağacı"...
yapraklarının en uç damarına kadar renk verip hayat verecekti birilerinin psikolojisine
umut verecekti kuşlara
ve kar tenelerini titretecekti hınçla
korkutmadanincitmeden
ve kanırmadan kalbini
anabilecekti o hassas beyni...
sadece insanlara yararlı olmak mıydı amacı?...
huzur ağacının meyvesi mutluluk olmasını istedi çok muydu?...
besin olmalıydı yağmur damlalarıyla
ve leşlere karışacak toprağa sevinç akıtmalıydı
yeniden dirilsin ölüler!...
ve hayat bulsun hüzün...bir yaramaz çocuk olsun ve tırmansın bu ağaca...
koparsın bir meyvesinden izinsiz
ve bu bahçenin sahibi huysuz biri olmasın..
sonra portakal rengi saçlarımı yol
baş ucuna koy
ama bir yalan uydurma...ve bu rüyadan uyanma sakın...
sakın...