26 Haziran 2008 Perşembe

.. masallarda buluşsak biz ? .. "11"

Gidin İnsancıklar


Bir yudum nefes almaya ihtiyacım var .. bir nefes verir misin ? çekmek istiyorum .. yalanları çektiğim gibi seni de çekesim var içime kadar .. içimin en diplerine kadar ! seni istiyorum .. vücudundaki küllerle , cansızlığındaki yanık dumanını istiyorum .. nefesim olur musun ?

Acımı anlatamıyorum .. anlatamıyorum kimseye ? insanlara güler yüzle yaklaşma eylemini de yapamıyorum artık .. ben tiyatrocu değilim ! aslında tiyatrocular da gerçekliğini ne kadar gizleyebilir ki ? ne kadar saklayabilir kimliklerini rollerinde ? insan içinden gelmediği gibi davranamaz .. evet , davranamaz ! Acımı dindiremiyorum .. sona geldim !

Yenmek istiyorum çığlıklarımı .. boğuluyorum ! insanların yaptıklarına , insansızlığa .. ağlamaktan yoruldum size insancıklar ! ne kadar değeriniz varsa hepsini tartıp gidin artık .. suratımı çizin , karalayın , bir ucube yaratın benden ! sonra da bırakın gidip .. tüm kapıları çirkin yüzüme kapatın , gidin .. zaten paramparça oldum artık ! kim ne istiyor benden ? ne istiyorsunuz insancıklar ? kim ne kadar çekiyor çilesini ? kime adalet işliyor ? ben yoruldum sizden .. gidin !

Düşüncelerim küçük bir çocuğun cebindeki sümüklü mendili gibi .. kim ne kadar inanıyor ? kime ne hissediyor ? kim ne anlıyor ? artık önemli değil .. kimsenin anlamasını bekleyecek mecalim yok .. defolu bir mal gibisiniz , defolup gidin ! Beni de masal dünyamdaki hayallerimle yalnız bırakın ..

7 Haziran 2008 Cumartesi

.. masallarda buluşsak biz ? .. "10"

Boş Sayfalar ..


Günün birinde kurtulacaksın .. uçup gökyüzünde parlayacaksın ! Ya beyaz , ya kırmızı .. ne kadar iyiliğin var , ne kadar dürüstsün ? ona göre beyazdır parıltın .. ne kadar kötülüğün oldu , ne kadar yalancısın ? ona göre kırmızıdır parıltın !

Yüzüne takacağın maskeler benliğini gizler mi zannediyorsun ? ruhun .. evet , ruhun temiz olsun ! alnın da nur öpücükleri , Allah'tan korkan izlerin olsun ! kalbinin odacıklarını labirent haline getirip de içinde kaybolma .. tek odacık haline getir de , tek bir kişi dursun ! Makyaj da gizlemez ki suratı .. olsun ! yine de günün birinde kurtulacaksın ..
ve ansızın rüya biter , gerçekler başlar .. beyninde şimşekler çakar ..
Tozunu toprağını sevdiğim şehrim , sana birkaç sorum ve birkaç söyleyeceğim şey var :-
hep mi yağmurların kırmızı yağar ?
hep mi kanrevan içinde , yolun ortasında sereserpe bir ben ?
sana 'sil baştan'larıma bir son ver derken , inat edercesine hep yenisini yaratıyorsun .. neden ben ? ve neden hep zihnimi zorlar değersiz öfken ?
ya değersiz çevreme ne demeli ? neden o insanlar benim çevremde ki ?
kendine bir başkasını seç şehrim .. seni sevmeyen birini seç !

Tabi şehrim bunların cevabını bana hiç vermemekte diretmeye devam edecek ..
Salıncakta sallanan minik bir çocuğun , ters bir hamleyle yere düşüşünden bacağında oluşan zedelenme .. açılan yara ! aynı şekilde deşilen kalp ve fışkıran kanlar .. insafın ne dünya ?

Avuçlarını açtıktan sonra ellerini yukarı doğru kaldırıp , diz kapaklarının üzerine yığılmış bir genç .. dua ediyor Allah'a ! Lâl olmuş haller içinde .. tapıyor yine de ! Günahlarından arınacağını düşünüyor .. yalan dünyasından uzaklaşıp , gerçeklerle yüzleşeceğini söylüyor .. yalvarıyor da yalvarıyor .. af diliyor ! yine de günün birinde kurtulacak .. hepimiz gibi !
ve giderken sevgili , son bir öpücük istercesine uzanır ya insan .. öyle uzatma sakın bir daha ellerini ! sen neyimdin ki ? hangi bedenin içinde olduğunu fark ettiğinde ruh , bedeninden tiksinecek .. sonra ruh bedenine , beden ruhuna küfredecek .. daha çocuksu düşünceler varken beyninde , bir de bunlarla çelişeceksin ! ve çocukların karakterleri daha oturmamıştır .. bir de yalancıların tabi ! bu ikisini de barındıran bir insan , hangi yüzü küçümser ? peki ya hangi yüzle gülümser ?