31 Ağustos 2008 Pazar

sessizliğimin sesi "2"

Kadınkalemler tükenmek bilmiyor..sadece anlamları yaşamak istiyor bu ürkek kadın...kadın ürkek..sönük kalmış yaşamın ürkütücü dalgalarına...kadın..kadın ürkek ve sadece anlatmaya çabalar aşkı,bir ince ipi,gökyüzü ve yeryüzü arasındaki kalın çizgiyi...ve yaşamanın inancını...ölümün soğukluğuyla mutluluğun ekşi tadının birleşince dilini yakmasını...miğdeden kan çıkmasını sağlamasını...ve seni..sen yanımda olup olmayan seni..ürkek ...kadın çok ürkek...hiç bitmeyen,bittikçe tekrar başlayan bir şarkı...ürkek bir kadının yüğreği ve uzun kıvırcık saçları...acıyla köpürtüp kanla duruladığı...ve taşla sabunlandığı teninin masum kokusu..sarılmak istediği adama uzanamaması ...adam sevgilisiyle dibinde olmasına rağmen gözyaşlarını silmeye çabalamasındaki kan...ve hayata tutunma çabası herşeye rağmen..bir ince ip,gökyüzü ve yeryüzü beyindeki acı,saf ve yıkıcı ama silik ama keskin ama soyut resimler ama yine herşeye tutunma arzusu ..ürkek kadın ..kadın acılı kadın anne acılara kadın gebe ölümlere yeni doğan ölümler ve hergün büyüyecek ve sonunda ölücek ölümlere doğum acısı sadece gıdıklama kalıcak ölümler doğurucak kadın...ürkek kadın yaklaştırmasın yanına aşkı hayatı ince ipi ölümü acıyı saflığı ...kadın...ürkek kadın...kadın ürkek ve gebe ölümlere...adam unutmuş silmiş beyninden kadın ürpermiş...ürkekleşmiş bütün güçlülüğü ..yaşama bağlılığı bir ince ip..saklar duygularını kadın...ellerinde çizgiler uzar inadına...ve kadın her geçen gün ikiz ölümlere gebe...ölüm doğar büyür gelişir ölür ölüm..kadın ürkek ve ölümler beşiz..ölümler yediz...ölümler onuz..onsuz ölümlere gebe...ürkek kadın..babası belli olmayan ölümler doğurur hergün...

9 Ağustos 2008 Cumartesi

sessizliğimin sesi "1"

bak!...bak yine oluyor
yine ölüyor içimde bir yerlerde
kapana sıkışmıştı çaresizce...
ve hayata tutunmaya çalışırdı bedensizce..
pas kokan ve seni istedikçe haz duyan elleri vardı küçücük
kapatmıştı tüm ellere ellerini
yasemin kokulu bir bahçede yaşamak istiyordu his dolu
ve çimenliklerin içinde yüzmek istiyordu yağmurlarla..
toprağın içine girip bir ağacın köklerine besin olmak istiyordu...
"huzur ağacı"...
yapraklarının en uç damarına kadar renk verip hayat verecekti birilerinin psikolojisine
umut verecekti kuşlara
ve kar tenelerini titretecekti hınçla
korkutmadanincitmeden
ve kanırmadan kalbini
anabilecekti o hassas beyni...
sadece insanlara yararlı olmak mıydı amacı?...
huzur ağacının meyvesi mutluluk olmasını istedi çok muydu?...
besin olmalıydı yağmur damlalarıyla
ve leşlere karışacak toprağa sevinç akıtmalıydı
yeniden dirilsin ölüler!...
ve hayat bulsun hüzün...bir yaramaz çocuk olsun ve tırmansın bu ağaca...
koparsın bir meyvesinden izinsiz
ve bu bahçenin sahibi huysuz biri olmasın..
sonra portakal rengi saçlarımı yol
baş ucuna koy
ama bir yalan uydurma...ve bu rüyadan uyanma sakın...
sakın...