Bu gece dünya pek bir soğuk.Gökyüzü sıkıntılı ve yıldızlar titrek.Her gece yarısı "ben buradayım" dercesine bağıran yarasalar bile sessiz,usulca tünemişler.En ufak bir yaprak bile kıpırdamıyor sanki.Ve ben...Gecenin karanlığında yüzümü aya dönmüş dikiliyorum.Karanlığın beni içine hapsetmesini beklermişcesine.Dünya bu gece pek bir çksüz sanki.Terk edilmiş adeta bütün varlıklar.Dağ,taş sükut içinde.Ve ben...Gecenin karanlığında dikilmiş sessizliği dinliyorum.Gökyüzünden yeryüzüne inip beni başka diyarlara götürecek ışığı beklercesine.Melekler ve şeytanlar saklanmışlar bir yere,ortaya çıkmaya ürküyor gibiler.Dünya bu gece pek hüzünlü.Boynunu bükmüş çiçekler,bulutların ağlamasını bekliyorlar.Ve ben...Dizlerimin üstüne çökmüşüm.Bir savaşta arkamdan vurulmuşcasına..Bir yabancının beni öldürmesinden çok bir tanıdığın sırtını dönmesi gibi.Evren pek bir küçük bu gece.Sanki bütün sistemler bir adım ötemde..Erişilmez değilmiş hiçbiri.Güneş soğuktan yakıyor içimi.Ve ben yere uzanmışım...Ellerimi iki yana açmış,gözlerim sımsıkı kapalı.Birinin gelip yüreğimi çıkarmasını beklermişcesine.Yer sıcağından yakıyor bu gece beni.Alev alıyor giysilerim.Güneş soğutmaya yetmiyor yeryüzünü.Bedenimi yakıyor ay,yıldızlar,otlar ve koca evren..Bu gece her şey pek bir yakıcı-acıtıcı.Ve ben...Yanmış bütün bedenim.Uzandığım yerde kapkara bir is tabakası.Biri geliyor karanlıktan..Kavrulmuş yüreğimi çıkarıyor küllerin arasından.Ve gidiyor ardına bakmadan.Gökyüzünden yeryüzüne inen ışıkla birlikte kayboluyor.Ilık bir rüzgar geriye kalan ve yanık kokusuyla savrulan küller...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder