Hafif buğulu bi fotoğraf ve kıskanılmaya mahkum bi güzellik...En sevmediği renk turuncunun içine bürünüp düşe kalka yürür çamurlanmış karların üstünde..Ve beyninde elektrik süpürgesi ve bir iki hızla tüketilmiş viski şişeleri...Kafası hafiften karışık ama duyuyor..Duyuyor ve diyor ki o ses;
NEYE KİME VE TUHAFLIKLAR DİZİSİ,KİRLENMİŞ ÇARŞAFLARDA SENİN KOKUN,SIKIŞTIRILMIŞ VE YANLARDAN BASTIRILMIŞ GEÇMİŞ,BORDO DUVARLARDA SEVİŞMELERİN ARDINDAN TERLİ PARMAK İZLERİ VE ÜSTÜNDE SENİN FOTOĞRAFLARIN HATTA İÇİLİP DE O DUVARLARDA PATLATILAN VİSKİ ŞİŞELERİM..BİRDE KENDİME KIZIP TEMİZLEME İSTEĞİMM...:)ARDINDAN DA ANNEME YENİ ALDIRTTIĞIM SÜPÜRGEYİ SENİ ATAR GİBİ ATMAM CAMDAN AŞAĞI...HİÇ DE ÜZÜLMEDİMM..CANIM SAĞOLSUN...:)
Hiç bile seninle konuşmuyorum...Hatta sırf seninle konusmayayım diye hep oturduğum koltuğu bile değiştirdim.Gittim aynısının turkuazını aldım,bi de duvara çevirdim onu..Televizyonu göremiyorum ama olsun sana inat yaptım işte...Geçen günlerde sevgilinle tatile gitmişsiniz...Hemde benim istediğim yere.Aylarca söyleyip durmuştum sana hatta sürpriz yapmaya kalkışıp biletleri bile almıştım da yırtıp atmıştın benden habersiz iş yaptın diye...Şimdi o kısacık sarı saçlı iğrenç yeşili gözleri olan pis kadınla bizi hayal ettiğim yerlerde el ele hatta öpe öpe yürümüşsün...Kadın sana en sevmediğin renk bi gömlek almış sen de beğenmiş zevkle gülümsemişsin fotoğraflarda...Beraber yemeğe çıkmışsınız,bi de ayırtmıssın masayı..Masada güller çiçekler,pırıl pırıl gülümseler..Güya hiç de sevmezdin çiçek böcek almayı,baksana neler neler değişmiş...?Ama neye sevindim biliyormusun?Benimleyken hep kahkaha atardın sen,şimdi bi fotoğrafta bile görmedim o ifadeyle seni.Kadının gözleri de benim baktığım gibi bakamamış sana hatta yakışmamış pembe terlikler..Aynısı bende de vardı...Olmamış zaten sen de hatırlamamışsın bende de oldugunu..Öperken anımsasaydın en azından...Her neyse ben yırttım attım fotoğrafları..Zaten aldatıyormuş seni..Senin gibi...
Senin gibi ya..İşte aynen öyle...Bir hikaye duymuşuz da zamanında ne ben seninle konuşur olmuşum ne de sen o duvarlara hafif meşrep bi hava.Ben yürürken yalnız,sakinliğimle el ele tutuşup sen sarı saçlı bir kadınla başka bi yatakta başka rüyalarda...Mavi kanatlı bir meleğe dua ederken ben yollara inat her bindiğim otobüste,sen başka yolcu başka diyar..Saklambaç oynarken senin hayalinle seni bulmak için elleri hep boş kalan ben,sen ise tuhaf yabancı bi kokuyla gece benim yatağımda...
Şimdi ben turkuaz koltuğumda elimde meyve bıçağı ayağımda alışkın olmadığım bi patikle sana şarkılar söylemekte aptallık ediyorum değil mi?Deliymişim ben...Saçımı sarıya boyattığım ve yeni evindeki turkuaz koltuktan aldığım için...Görmedim ben öyle bişey...Aptal kadın...Aptal duvarlarım...Aptal çarşaflar...
Geçmiş
10 yıl önce
2 yorum:
kendini kandırış, avuntu.
fazla kandırış fazla avuntu fazla hastalık ve hayali bi kadın:)
Yorum Gönder