11 Aralık 2008 Perşembe

Buruşmuş Sayfalar "17"


Okyanusların Kızı
Gönlümden kopardığım bir buket çiçektir bazen sevgim. Neden suda yaşatmak varken, kurutursun onları bilmem. Peki hamur kağıt bir defter arasında saklar mısın onları? Hala anlamadın mı? Hatırlamaktansa hep, yaşa beni bir sonsuz gibi. Diğer sonsuk aşklarından üstün kıl. Diğer sonsuz aşkların...
Sen sonsuzluktan korkarken, nasıl yaşayabildin bu kadar aşkı? Nasıl yaşayabildin beni? Nasıl yalan söyleyebildin? Bencilsin okyanusların kızı! Kendi hayallerine sattın herşeyi. Bir aşığı öldürme pahasına... Boğdun onu dalgalı sularında. Hep kendin...
Hep istediğin gibi yaşamak isterdin ya hep. Al yaşa şimdi bensiz. Sevgisiz, yalanlarla dolu hayatında yaşa tek başına. Yaşa! Yaşa ki yaşlan! Elbet kuruyacak o ıslak dudakların günün birinde... Bakalım kim öpecek o zaman seni. İsminde boğacaklar seni. Boğulacaksın. Okyanuslar ağlayacak. "Benim bir kızım yok" dediklerinde farkına varacaksın. Yaşadığın hayat senin değil çünkü, bizim. Aldığın nefes bile bizim. Ve işlediğin günahların, onlarda bizim...
Kendini çok güçlümü sanıyorsun? O kadar acizsin ki... Bugüne kadar ne yaşadın ki? Ey prenses hazretleri, tek deneyimin deneyimsizlik. Aynı yolda karşılaştık diye eşit olduğumuzu sanma. Çift şeritli çünkü bu yol. Bir gidiş bir geliş. Sen daha yeni çıktığında yola ben geri dönüyordum. O ara karşılaştık işte. Hani her cümlene bir cevabım olurdu ya... Sebebi buydu işte.
Şimdi nefret bile yetersiz kalıyor. Ama alçalmıyorum senin kadar. Hala bakınca yüzüne ağlıyorum. Dokunsam sana yanıyorum. Çünkü ben senden farklı olarak, karşılıksız seviyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yazınızı okudum çok beğendim duygularınızı açık ve net bir şekilde ifade etmişiniz ellerinize sağlık arkadaşım başarılar sizinle olsun :)

ŞİRİNEM