9 Eylül 2008 Salı

Buruşmuş Sayfalar "4"

Sitem!






Ölüm neye benzer düşündünüz mü hiç? Karanlık mı?
Yoksa kör edici bir aydınlık mıdır ölüm? Duyar mısınız ölümden sonra sesleri?
Veya hisseder misiniz tatları?

Ürperiyor değil mi insan ölüm gelince akla? Ben ürpermiyorum.
Dalıyorum ölümün karanlık sorularına. Ve yapıyorum üstüme vazife olmayan bu sonsuz sorguyu.
Hesap soruyorum bu düzeni kurandan. Yaradılışımın hakkını arıyorum.
Bilgiye aç kalıp, aç olan başkalarına koşmaktansa; karnımı doyuruyorum.

Madem beni yarattın bana öğret var olanları.
Ve göreyim ne kadar büyüksün. Daha doğrusu benim için nesin anlayayım.

Kes istersen soluduğum havayı. Cezamı ödet istediğin gibi.
Ruhumu al istersen, sat istediğin iblise. Yalnızca bana o istediğim tek şeyi ver.
Hayatın anlamını söyle bana.

Kitap istemiyorum senden. Ne mal, ne mülk…
Sorularıma kendi dilinle cevap ver. Konuş benle asırlarca konuşmadığın gibi.
Ve nihayet göreyim o utangaç yüzünü…

Kagan Gülaçar

Hiç yorum yok: