27 Eylül 2008 Cumartesi

Haykırışlar-1

Hiç sevdiğin birini kaybettin mi?Sorduğum basit bir kaybediş değil.Başka alemlerde olmaktan bahsediyorum.İstersen tarif edeyim bak,anlamaya çalış..
Uyuyorsun her şeyden habersiz...Telefonun çalıyor rüyanın en güzel yerinde.Açmak istemiyorsun.Israr ediyor telefon.Bakıyorsun arayan Bir Dost.Meşgul tuşuna basıyorsun.Aramaya devam ediyor Dost.Bıkmıyor.En sonunda sessize alıp uyumaya devam ediyorsun.Uykunda bölündü.Başka rüyalara dalıyorsun.En fazla yarım saat, açıyorsun gözlerini.Mahmurlu bakışlar,kafan sersem gibi. Alıyorsun telefonu sayısız cevapsız arama, 1 yeni mesaj...Arayan hep Bir Dost.Mesajı açıyorsun.Algılamanı kaybetmişsin, anlayamıyorsun. Tekrar tekrar okuyorsun.Ne yazmış yaa bu!Yüksek sesle okuyorsun: "Açsana şu lanet telefonu....ölmüş!" Belki bu sefer anlamlaşan şeyler var.Nasıl bir şaka bu yaa?!Rehberden Bir Dost'u bulup arıyorsun hemen.Karşıdaki ses tuhaf."Alo ne diyorsun bee sen.Şakanın sırası mı şimdi?" . Sesin hala uykulu..Gelen ses durgun.."Şaka değil.Ölmüş!". Karşı taraftan duyunca o kelimeyi daha gerçekçi geliyor sanki.Bir şey diyemiyorsun.O lanet olasıca şey boğazında kalıyor anlam veremiyorsun.Gözlerin bir noktaya takılı kalmış durumda.Bir Dost da konuşmuyor, ölüm sessizliği...Aklından geçenlerin bir karşılığı yok,sadece geçiyorlar.En son yavaş geçen kendini belli ediyor:Son kez onu görememiş olmanın verdiği pişmanlık! Tam da bu geçerken peşinden 1-2 damla sürüklüyor.Bir Dost sesleniyor:"Alo,orada mısın?".İşte dananın kuyruğunun koptuğu o an." Ne diyorsun yaa sen?Nasıl olur, nasıl ölür? O yaa o... Ölmüş olamaz!". Gözyaşların çıldırmış durumda,hıçkırıklar..İşte ağladığımı kimse duymasın diyemediğin,demediğin hatta demek istemediğin an.Karşıdaki usulca kapatıyor telefonu.Seninse elin hala telefonda,telefon kulağında.Yanına gelenlerin"N'oldu?" sorularına cevap veremiyorsun.Hepsi ölse keşke..Bir süre sonra her şey karmaşık bir hal alıyor.Net olan tek şey:Onun bir daha asla gülümseyerek sana bakmayacağı.Şimdi anlıyor musun?

NOT:Belki neden ilk bunu yazdığımı merak edenler olabilir.O hep yazmamı isterdi.İlkler hep özel olur yaa O da özeldi =) Umarım beklentilerinizi bir miktar da olsa karşılar...

7 yorum:

orange hero dedi ki...

İlk yazının bu kadar karamsar olacağını beklemiyordum aslında .. ve bu kadar düşündüreceğini de sanmıyordum ..
kimileri ne der bilemem ama benim diyebileceğim şunlar ;
insanlar yaşarken sevginin değerini küçültüp,onu düşünmemek için elinden geleni yapıyorlar .. unutma çabalarıysa , yanında cabası ! ne gerek var ki ? deli gibi aşıksa , deli gibi seviyorsa niye kaybetmek istersin onu ? gerzek işte .. bu tip insanların morondan farkı olmadığını düşünmekteyim artık .. ve bu yazında aklımda parça parça oluşan birkaç şeyi , sen gayet iyi dile getirmişsin !
'şimdi anladın mı?' diye soruyorsun ya .. emin ol anlamayanlar çoğunlukta !
ve moron diyorum ya böylelerine hani , işte o moronlar bazen sevdiklerini ölüm sebebiyle kaybetse de etkilenmeyecek durumda ..
o yüzden boşuna sorma .. sen yaz , anlayan anlar ;)

lalena dedi ki...

Bugün bu anlattıklarının aynısını yaşayıp üstüne yazını okudum.

Evet seni çok iyi anlıyorum.

Kradjith Archnight dedi ki...

?

lalena dedi ki...

Evet, sevdiğim birini kaybettim archnight.

Kradjith Archnight dedi ki...

üzgünüm arkadaşım. ne kadar sevsekte birbirimizi hayat bağlar bizi tek bir pamuk ipliğiyle. bu yüzden söz veremem kimseye. tutamam belki diye. kıramam ölüpte bir başkasını...

Ayaklı Kova dedi ki...

çok fazla karamsarlık içeriyorsa tarzımı değiştirebilirim ama bu işte ne diyeyim... :)

orange hero dedi ki...

Hayır , asla kimliğini kaybetme ;)