22 Mart 2008 Cumartesi

Zamansız Hasat '' 1 ''

Kadim dostum hüzün…
Nedendir hep kendiliğimden kayboluşum
Her şeye hükmeden bu benin, kalbine yenilişi nedendir?
Nedendir hüzün istemediğim halde seni, benden gitmeyişin?
Cevaplarını bildiğim halde, bitmeyen sorularım nedendir?

Bugünden itibaren aklım mağlubiyetini kabullenmeye başladı. Çoktandır bu yarışı kalbimle…
Ne tuhaf değil mi aynı ben içinde bu çelişki?

Bazen bir uçurumdan düştüğümü hayal ediyorum. Çünkü kalbimde kopan bu fırtınayı ancak o şekilde tasvir edebiliyorum. Ancak o yükseklikten aşağı düşseydi bu kadar yara alabilirdi kalbim. Ancak o yaralar bu kadar kanatabilirdi beni…

Var olma amacımı düşününce çok anlamsız geliyor kalbime hapsoluşum. Ama yaratanın içimize verdiği sevgiyi düşününce eşitliyor karmaşıklığımı yeniden…

Güçsüzlük mü yoksa gerçek sevgi mi içimdeki bu savaş? Düşmanım sevgim mi esaretim mi? Kendime olan öfkem her ikisi de aslında. İçimdeki bu duyguları yok edemeyecek kadar güçsüz müyüm? Ya da değmeyecek birini sevecek kadar yüzsüz?


Ah aklım!
Kalbimin seni yenmesine neden izin verdin?
Artık yardır bana hüzünler. Artık dosttur bana siyahlar…
Ah kalbim!
Nedendir bu çaresiz çırpınışın?
Farkında olmayacak biri için, nedendir beni terk edişin…


Kalbim hiçbir silahın yıkamayacağı şekilde inşa etmiş kalelerini. Kimsenin almaya gücünün yetemeyeceği bir yerde saklıyor onu. Uğruna benden bile vazgeçmiş! Aşkın mı kalbin mi gözü kör? Yoksa aklımın iplerini çok önceden mi koy vermişim…

Canım yanıyor, kalbim kanıyor… Evet, bu bir teşbih değil. Kanama acısını hissedebiliyorum. Belki de hatam zamanında bununla yüzleşmeyi reddetmek. Belki o zaman kalbim çoktan özgür bırakacaktı onu. Geçte olsa kabullendim, içimdeki savaşın kahramanı kalbim! Uğruna savaşılan ise sadece bir hiç… Ne kadar üzücü bir hiç uğruna çekmek bu acıları, onun hiç umurunda bile değilken…

Çok dile getirdi aklım bunu. Boşunadır bu savaş, haksızlık sana dedi. Sahip olabileceğin onca güzellik varken, geçmişe takılıp kalmak saçma değil mi? Kimin için çektiğin bu üzüntü? Kimin için kalbinin bu kadar direnişi?

Evet, koskoca bir yalan için…
Her şeyden vazgeçebilecek kadar büyük bir sevginin karşılığı, sadece yalan ve sahtelik.
En çok acıtanı da bu ya… Bitmiş olsa bile, sevginin geçmişte gerçekten hissedilerek yaşanması onu devam ettirmeye değer. Ama hiç hissedilmediği halde var olan bu sahtelik kahreden insanı…

Söylenebilecek fazla bir şeyde yok aslında. Çünkü bunları göremeyecek kadar sahte karşımdaki. Bana bunları yapabilecek kadar cani! Hangi insanoğlu mezara koyabilir onu bu kadar seveni? Katil olmak sadece bedenin varlığını sonlandırmak olmamalı. Şuan ben yaşıyor muyum sanki? Kalbim asla umurunda olmayacağım biri için atıyor, onun için yaşıyor. Aynada karşımda duran benin ölüden tek farkı nefes alıp vermesi…
Peki, bunun cezasını kim ödemeli? Neden her şey bu kadar yüzeysel? Duygularımız değil mi insan olmamızın sebebi? Maneviyat değil mi yaratanımıza götüren bizi? Kalp değil mi ona sığınmamızı sağlayan. Peki, başkasına aitken ben şimdi nasıl yaşayacağım?

Tuhaf olan öfkemin ona değil kendime olması. Aslında o öfkeyi bile hak etmeyecek kadar değersiz… Kalbim bunu anlamasa da! Bu yüzden vazgeçti aklım kalbime karşı direnişi boşuna çünkü. Mantık denen şey bazen özelliğini yitiriveriyor. Aşk ne mantık nede gerçek dinliyor…

İçimde bir düşman var ve ben bu savaşı kaybettim…
Ne güneşin doğuşu, ne yeni bir baharın gelişi nede yaşama sevinci… Artık hiçbiri eskisi gibi gözükmüyor gözüme. Bedenim sürekli çatışma içinde. Kimseye seni seviyorum diyemeyeceğim, öyle anlamlı bakamayacağım kimsenin gözlerine… Belki de seni sevdiğim gibi sevenler olacak beni de! Ama ben senin yüzünden farkında olmayacağım hiçbirinin… Asla senden nefret etmeme izin vermeyeceğim. Çünkü hangi duygu olursa olsun benle olmanı istemiyorum…

Biliyorum zafer şuan kalbimde olsa da zaman aklımın kazanmasını sağlayacak. Kalbim bu zafer sarhoşluğunu atlatacak elbet, işte o zaman senden kurtulacak… Ama senden sonra kimseyi senin yerine koyamayacak…


Kalbimden defol git!
Asla kapıyı açmamalıydım sana…
O zaman asla incitemezdin beni…
Şimdi gitsen bile arkanda temizlenmeyecek bir en kaz,
Küle dönmüş bir hayat bıraktın…
Çok geç olsa bile kapılarım artık kilitli…
Kalbimden defol git!

Hiç yorum yok: